Tıp Terimleri Sözlüğü

Depresyon & İntihar

Depresyon

  • Depresyon genel olarak ciddi bir melankoli durumu. İile birlikte yaşamın gündelik işlerini yerine getirme yeteneğinin azalması, hatta tümüyle kalmaması olarak tanımlanır. Bu koşullarda bir depresyon ortaya çıkabilir, ancak bu, yoğun üzüntü. İile aynı anlama gelmez. 
  • Depresyon en yaygın akli bozukluklardan birisi. Oolmasına karşın, bunun nedeni bilinmemektedir. 
  • Eskiden depresyonun her zaman intihardan önce. Ggeldiği düşünülürdü. Bu her zaman doğru değildir. Bir intihar girişimini hazırlayan akli koşullar. Bbüyük farklılıklar gösterebilir. İntihar genellikle bir insanın kendini yok etmeye yönelik. Ffiili bir çabadan. çok toplumdan yardım istemek için atılan öfkeli bir çığlıktır. 
  • Depresyon sık görülen duygusal. Bbir hastalıktır
  • Depresyon birkaç saat devam. Eedebileceği gibi bir yaşam boyu da sürebilir. 
  • Nörotik ve psikotik depresyonlar. Bbirbirinden ayrılır. Nörotik depresyon genellikle, sevilen bir kişinin yitirilmesi. Yya da çok derin bir düş kırıklığı gibi belirli bir olaydan kaynaklanır. Bu nedenle nörotik depresyona. tepkisel ya da dışsal depresyonda denir. Psikotik depresyon ise söz konusu kişiyi etkileyen. Oolaylarla ilişkili değildir. Psikotik depresyonda aşırı mutluluk ve taşkınlık dönemleri. yoğun depresyon dönemleri birbirini izler-taşkın-çöküntülü çıldırı (manik-depresif psikoz). 
  • Çöküntü içinde olan insanlar. özellikle acizlik, suçluluk, başarısızlık ve güvensizlik duyguları içinde olurlar. Bu duygular nörotik depresyona. Eegemen olur. Çöküntü içindeki insanlar kendilerini çaresiz hissederler ve bir çıkış yolu bulamazlar. Bu durum umutsuzluğa yol açar. 
  • Gerçek depresyon ile üzüntü ya da düş kırıklığı birbirinden ayırt edilmelidir. Üzüntünün yanı sıra çöküntü duyguları da ortaya çıkabilir, ancak bunların her zaman bir birliktelik göstermesi beklenmez. Üzüntüyü yenme sürecinin yas tutma süreci denilen, farklı ruhsal durumların birbirini izlediği kendine özgü bir niteliği vardır ve bir ölüm ya da bir kayıptan sonra ortaya çıkar. 
  • Dıştan bakan birisine, depresyon içinde olan insan kendi içine kapanmış görünür. Yaratıcı enerjiden ve coşkudan yoksundur. Konuşması ve düşüncelerinin cansız ve ağır görünmesine karşın tedirgin bir durumdadır. Uykusuzluk çeker, iştahı azalmıştır ve en basit işleri bile yapması güçleşmiştir. Birçok nörotik depresyon kısa sürelidir ve kendiliğinden sona erer. 
  • Bir sevgilinin, bir dostun ya da aile doktorunun desteği hemen hemen gereksinilen tek şeydir. 
  • Depresyonun süreklilik kazanması ya da yinelenmesi halinde psikiyatrik yardım gerekli olabilir. 
  • Ciddi psikotik depresyona giren hastalar genellikle daha önceden çok önemli olmayan depresyonlar geçirmişlerdir. Bu tür durumlarda hastanın kendisi genellikle yardım istemekten acizdir ve arkadaşları ya da akrabaları onun yerine bu işi üstlenmelidirler. 
  • Depresyon için genel olarak kabul edilmiş bir açıklama yoktur. Psikanalistlere (ruhsal çözümlemecilere) göre gerçek ya da düşsel bir kaybın körüklediği kendi kendinden nefret etme duygusu depresyona yol açmaktadır. Öğrenme kuramcıları depresyonun çevreyle olan karşılıklı etkinin azalmasından kaynaklandığı görüşündedirler. Bu karşılıklı etkiler ceza ve ödül kavramanı dayanır, ilgili kişi aldığı ödüllerin yetersiz olduğuna inanırsa, dünya onun için bir sürgün yeri haline gelir. Artık bu dünyaya etkin bir biçimde katılmak onun için anlamsızlaşır. 
  • Son yıllarda depresyon içinde olan bir insanın ruhsal durumunu iyileştirecek birçok ilaç bulunmuştur (antidepresanlar). Bunlar depresyon ile ilişkili olan metabolik süreçleri etkilerler. Eğer belirli bir depresyonun nedeni korku ise, yatıştırıcısı ilaçlar yararlı olabilir. 
  • Taşkın-çöküntülü çıldırının önlenmesinde lityum önemli bir yer tutar. 
  • Elektroşok tedavisi eskiden olduğundan daha az kullanılmaktadır. 
  • Bazı çok ağır kronik depresyonlar sinir cerrahisi ile tedavi edilebilir ancak hastanın kişiliğinin birdenbire, köklü olarak değişmemesi için özen gösterilmelidir. 
  • Ruhsal tedavinin (psikoterapi) amacı hastanın kendine değer verme duygusunu pekiştirmektir.


İntihar


  • Eskiden intiharın depresyonun doğal bir sonucu olduğu sanılırdı. 
  • İntihardan önce her zaman insanın kafasının bütünüyle karışık olduğu bir dönemin geldiği düşünülürdü. Ancak sonradan bu durumun geçerli olmadığı anlaşıldı, insanlar intihardan söz etmeyi sevmedikleri için, intihara ilişkin bir inceleme yapmak oldukça güçtür. 
  • İntihar kavramının kendisi çeşitli gizemli yasaklarla çevrilidir. Bunların bir kısmı Hıristiyanlık, İslamiyet gibi dinlerce yayılmıştır. 
  • Eski Yunanlılar insan bedenini bir tapınak gibi gördükleri için intihara karşıydılar. 
  • Hıristiyanlık intihara, yalnızca Tanrı'ya (insan yaşamına son vermek için ilahi yetkiye sahip olan tek varlık) karşı işlenen bir suç olduğu için değil, aynı zamanda insanın kendisine ve topluma karşı işlenmiş bir suç olduğu için de karşıdır. İntihar eden kişiler için dini bir tören yapılmasına izin verilmez. Eskiden bu kişilerin mallarına el konulurdu. 
  • İslamiyet’te de intiharın Tanrı'ya karşı işlenmiş bir suç olduğu kabul edilir. İnsana can veren Tanrı olduğuna göre, bu canı alabilecek tek ilahi güç de Tanrı'dır. İntihar eden kişilerin son namazı kılınmaz ve duası okunmaz. 
  • Türkiye'deki yasalarda bir kimsenin intihar etmesi ya da intihar girişiminde bulunması suç olarak kabul edilmemiştir. 
  • İngiltere'de ise 1962 yılına kadar intihar girişimini bir suç olduğu kabul edilirdi. 
  • Bazı toplumlarda ise intihar olayı yüceltilir. Hindistan'daki Suttee geleneğinde kocası ölen kadın da kocasının bedeni ile birlikte yakılır. Saygınlığını yitiren bir Japon'un geleneksel olarak onur verici olduğu kabul edilen intihara harakiri'ye başvurması benimsenir. Bunların ikisi de toplum tarafından yalnızca hoş görülen değil, aynı zamanda göz yumulan intihar örnekleridir.
Facebook Ads Guide